Son otuz yıldır, paslanmaz çelik ve krom-kobalta ek olarak titanyum alaşımları gibi ortodontistler için yeni materyaller geliştirilmiştir. Daha önce ve günümüzde ortodontik tedavi sırasında kullanılan ana ark tellerinden aşağıda kısaca bahsedilmiştir.
Altın-Nikel Teller
Bin dokuz yüzlü yılların başlarında diş hareketi için kullanılan ark telleri kısa mesafelerde çok fazla kuvvet oluşturuyorlardı (çok yüksek yük defleksiyon oranı). Bugünün standartlarında kullanılan materyal ve teknikler ortodontik apareyler resilient olmadığından, geri dönüşleri düşük ve depolanan enerji az olduğundan oldukça yetersiz/etkisizdi. Bunun sonucunda hastalar çok sık bazen her gün görülmeliydi.
Bu dönümde popüler olan çekimsiz doktrin ile ark telinin primer fonksiyonu dişlerin fasiyal olarak genişletilebilmesine karşın rijit base oluşturmaktı. Örneğin Angle'ın E-Arkı bu amaca yönelikti; .030-.036 "çapında altın nikel alaşımından yapılırdı. E-Ark ribbon arka dönüştü , dişlerin fasiyale hareket ettirilebileceği rijit tel olarak tasarlanmıştır.
İlk edgewise ark telleri .022x.030 inch basitce kenarlara yerleştirilen ribbon arklardı (bu nedenle edgewise terimi ). Angle arkların ekspansiyonuna izin verecek kadar rijit bu altın nikel telleri en azından tedavinin başında kendi çekimsiz dogmasında kullanmayı düşünmüştür. Dişler öncelikle ark teline doğru fasiyale eğilir ve sonrada köşeli edgewise apareyine geçer.
Sonraki yıllarda çekimsiz tedavi ve ekspansiyon protokolleri değişince ark telinin fonksiyonu da değişmiştir. Ark telleri rijit, bükülmez olarak kullanılmaktan çok braket slotlarının içine yerleştirilmiş, defleksiyona uğratılmıştır. Bu şekilde yapılması için yük defleksiyon oranı azaltılmak zorunda kalınmış ve ark teli esnekliği isteği 'wire progression' ile sonuçlanmıştır. Daha küçük çapta teller ve loop içeren teller braketler içine daimi deformasyon olmadan yerleştirilebilmekteydi. Altın nikel tellerden %20 daha sert olan paslanmaz çelik teller diğer tipten daha yüksek yük defleksiyon oranına sahiptir. Wire progression'a göre tedavinin tümü düşük yük defleksiyon oranına sahip paslanmaz çelik tellerle yapılabilirdi. Wire progression hastaların rutin olarak daha az sıklıkta görülmesiyle tedavi etkinliğinde artışa neden olmuştur.
Paslanmaz Çelik Teller
1929'da başlayarak 1930'ların ortalarına kadar paslanmaz çelik altın nikelin yerini almıştır. Paslanmaz çelik yaklaşık aynı boyuttaki altın nikele göre %20 daha sert olduğundan daha önce kullanılan kuvvet oranında kalınabilmesi için tel boyutunun %20 azaltılması gerekliydi. Yüzde yirmilik azaltım .022 "i .018" e değiştirmiştir. Böylece .018" slot braketi tanıtılmıştır.
Paslanmaz çeliğin stres-strain eğrisi dik eğim gösterir . 25x 10³×10³ psi elastise modülüne ve rölatif kısa elastisite aralığına sahiptir böylece, kolayca deformasyona uğrayabilir. Küçük elastise aralığı yüksek modül ve %15'lik geri dönüş ile rölatif olarak esnek olmayan bir materyaldir. İyi deforme olur ve artmış plastik aralığa (plastik range) sahiptir.
Paslanmaz çelik genellikle çok sarımlı konfigürasyonda kullanılır ve piyasada (Respond ve Wildcat) bulunur. Düşük sertlik sınırında paslanmaz çelikten çok sarımlı olan bu teller yüksek bükülebilirliğe sahiptir. Esnek değillerdir. Bu tip teller genellikle tedavinin seviyeleme aşamasında arkta önemli derecede rotasyonlar bulunmuyorsa kullanılır. Düşük sertliğe sahiptirler ve tipping ve ark kollapsının yan etkilerini engelleyemeyecekleri için yer kapatılması gibi önemli diş hareketlerinde kullanılmaz.
Krom-Kobalt Alaşımı Teller
Krom kobalt alaşımlarının (Elgiloy, Azurloy) primer kullanımı utility ark ve anterior bölümlü ark yapımıdır. Krom kobaltın (in its supplied un-annealed state) paslanmaz çeliğe göre deforme edilmesi daha kolaydır. Isıl işlem uygulanmamış (unheat-treated) .016x.022 inch tellerle oluşturulan kuvvet seviyesi utility ark yapımı için uygundur. Ortaya çıkan kuvvetin seviyesi tahmin edilebilir, rutin olarak utility arklar intraoral aktive edilebilir. Krom kobaltlara sertliği arttırmak için ısıl işlem uygulansa da yazara göre heat treatment gereksizdir.
Titanyum Alaşımı Teller
1980'lerde birçok ortodontik uygulamada titanyum alaşımları paslanmaz çeliğin yerini almıştır. Titanyum alaşımların kullanımıyla yük defleksiyon oranları oldukça azaltılmış, ve yüksek düzeydeki esneklikleri etkinlik ve randevu aralıklarının uzatılması fırsatını sağlamıştır. Titanyum alaşımı tellerle kapsamlı sabit ortodonti hastalarının randevu sayıları yarıya düşürülebilir, tedavi aynı süre veya daha kısa sürede biter ve tedavi sonuçları daha iyidir.
Yeni alaşımların gelişimine kadar ark telinin yük defleksiyon oranını değiştirmek için olası iki yol vardı: telin çapını veya cross sectional alanını değiştirmek ve telin uzunluğunu looplar ekleyerek değiştirmek. 1977'de saf paslanmaz çelikten iki farklı varyasyon üretilmiştir: köşeli sarımlı paslanmaz çelik tel ve titanyum molibdenyum alaşımı olan Nitinol tanıtılmıştır. Bu andan itibaren titanyum alaşımlarında artış olmuştur.
Nikel titanyum ark telleri şu anda superelastik olarak bulunur ve ısı değişiklikleri ile aktive edilebilir. Bu oranda yük defleksiyon oranına sahip telleri tamamen etkisiz kılmak da mümkündür. Sonuç olarak yazar ortodontide ilk kez diş hareketi için optimal kuvvet değerlerini ile ilgili bilgi veren diş hareketi için klinik olarak eşik değerin altında görünen kuvvetlere sahip olduklarını belirtmektedir.
Kaynak: McNamara