En basit tanımıyla konuşma, akciğerlere alınan havanın belirli bir basınç ile ses tellerinden geçmesi ile burun boşluğu ve ağızdaki oluşumlar tarafından şekillendirilmesi sonucu oluşan anlamlı sesler olarak tanımlanır. Bütün memeli hayvanlar solunum, çiğneme ve yutma gibi fonksiyonlara sahip olmalarına karşın, konuşma sadece insanlara özgüdür.
Dil-diş, dil-dudak, dudaklar, dil-orofarinks ve yanaklar-ağız içi kas ilişkileri gerekli konuşma seslerinin çıkarılmalarında çok önemli roller oynamaktadırlar. Konuşma sırasında da bu ilişkilerin bozulmaları, konuşma seslerindeki bozulmalara neden olabileceği gibi dişlerin konumlarında da anormallikler meydana getirebilirler Konuşma bozuklukları, okul öncesi çocuklarda en sık karşılaşılan problemlerden biri olup, konuşma gelişimi anormal olan çocukları tanımlamaktadır. Konuşma problemleri; çocuğun ailesi, arkadaşları ve tüm çevresi ile olan duygusal ve entelektüel gelişimini önemli ölçüde etkileyecek bir sorundur.
Dil ve konuşmanın gelişiminde neyin normal olabileceği konusunda, hastadan hastaya çok farklılıklar olabilir. Dil ve konuşma problemleri pek çok değişik biçimde ortaya çıkar ve hastalar, bir ya da birkaç problemi eşzamanlı yaşayabilirler. En sık görülen dil ve konuşma problemleri arasında;
- Dili anlamaya ilişkin problemler
- Dili ifade etmeye ilişkin problemler
- Uygun iletişim kurabilme yeteneğinde ilişkin problemler (edimbilim)
- Nörojenik kökenli problemler (yapısal)
- Artikülasyon / Fonolojik problem
- Akıcılık problemi
- Ses bozukluğu. Sayılabilir
Ayrıca bir çok patoloji ve hastalık (İşitme problemleri, bilişsel problemler, zayıf yüz kasları, yarık damak –yarık dudak, otizm, beyin travması, mutizm, dikkat eksikliği, motor planlama problemleri, nefes alma bozuklukları, gelişimsel gerilikler, zihinsel engelliler, afazi, kanser, dikkat dağınıklığı, felç, demans gibi) primer veya sekonder olarak konuşma problemlerine neden olabilir.
Sebep ne olursa olsun konuşma bozukluklarının tedavisinde öncelikli olarak problemin kaynağı saptanmalı ve etken ortadan kaldırılmalıdır. Örneğin, işitme problemlerinde öncelikle işitme sorunu tedavi edilmelidir çünkü hasta duyamadığı bir sesi doğal olarak çıkaramayacaktır. Dudak damak yarıklarında öncelik cerrahininse bunlar cerrahi olarak tedavi edilmelidir ve mümkünse operasyon, konuşmanın başladığı 1,5-2,5 yaşlar arası planlanmalıdır. Yine dudak damak yarıklarının tedavisinde kullanılan ortodontik apareyler ve obtüratörlerin diğer fonksiyonlarının yanında konuşmaya da katkısı olacaktır. Obtüratörler ayrıca çene bölgesinin doğumsal yada kazanılmış defektlerinde fonksiyon, estetik, fonasyon ve pisişik sorunları tedavi etmek için sıklıkla kullanılan bir apareydir ve opturatör tedavisi ile seslerde oluşabilecek hipernazalite ve artikülasyon odağı kaybı gibi problemler çözümlenebilir. Artikülatörlerin neden olduğu konuşma bozukluklarında ortognatik cerrahi, ortodontik ve protetik tedaviler ile uygun bir çene diş ilişkisinin sağlanması, konuşma bozukluklarının tedavisinde birinci aşama olarak kabul edilebilir.
Etken ortadan kaldırıldıktan sonra konuşma problemlerinin sağlıklı bir şekilde çözülebilmesi için bir uzman tarafından yapılacak olan konuşma ve dil terapisi sıklıkla gereklidir. Bu konu kendi başına uzmanlık gerektiren bir iştir ve alanında profesyonel kişilerce yapılmalıdır.
Konuşma terapisinde uygulanan yöntem, hastanın neden konuşamadığına göre çok farklılıklar gösterebilir ve yaşanan probleme, ciddiyetine, kişinin yaşına ve durumunun farkındalığına göre seçilen klinik metodlarla birebir, küçük gruplar halinde ya da sınıf ortamında yapılır. Mesela sadece dil ve yüz kaslarının gelişimi için yapılan bir terapi aşağıdaki uygulamaların bir harmanlamasını içerebilir.
- Hastanın yavaş yavaş ağzı açılıp kapatılır. (10 kez)
- Öpme hareketinde olduğu gibi, dudakları büzülür, öyle tutulur. 3 sn. beklenip, bırakılır.(10 kez)
- Geniş bir gülümseme de olduğu gibi, dudakları yayılır, öyle tutulur, 3sn. beklenir ve bırakılır. (10 kez)
- Dudakları büzülüp tutulur, yayılıp tutulur. (10 kez)
- Dudaklarının arasına peçete koyarak sıkıca kapatılır, birbirine bastırıp, bırakılır. (10 kez)
- İnce bir lastik eldiven giyilir, dili tutulur ve çıkarılır, dil ucu çenesine değdirilmeye çalışılır. Ulaşabildiği en uzak noktada tutulur. (10 kez)
- Dili çıkarılır, yavaş yavaş ağzının bir köşesinden diğer köşesine doğru hareket ettirilir. Her köşede biraz tutulur ve bırakılır. (10 kez)
- Dilinin ucuyla dudakları yalattırılır.
- Dili çıkarılıp, dondurma yalar gibi, dil ucu aşağıdan yukarıya doğru hareket ettirilir. (10 kez)
- Dudaklarının etrafı ve yanakları sıkılır.
- Yanaklara içten dışa ve dıştan içe dairesel hareketlerle masaj yapılır.(10 kez)
- Damağına tatlı bir gıda maddesi sürülerek, dilini yukarı kaldırması sağlanır. (/la/ için gerekli)
- Alt dudağının içine reçel sürülüp yalaması sağlanır.
- Çay kaşığının arkası dilinin arkasından önüne doğru hafifçe getirilerek masaj yapılır.(10 kez)
- Üfleme çalışması için, mum, baloncuk ya da kırpılmış peçete kullanılabilir.
- Mumu bir defada üfleyip söndürme, mumu söndürmeden uzun süreli üfleme, pipetle su içme, pipetle suya üfleyerek kabarcıklar çıkarma gibi çalışmalar yaptırılabilir.
Yine dilin yetersiz posterior kısmını geliştirmek için Castillo-Molaresin geliştirdiği aparey, dil kökünü geliştirmek için termal uyarıcılar ve topuzlu aynalar, anterior kısmı için dil itimi apareyi, plastik halkacıkların dil ucuyla damağa sıkıştırılarak kulanılması yine dilin anterior kısmı için palatinal bölgesinde kuçük bir makarası olan ve hastanın dil ucuyla bu makarayı çevirmeye çalıştığı apareyler kullanılabilir. Yetersiz dudak tonusuna da sahip olan hastalarda bu apareylere eklenebilecek olan dudak yastıkları dudak fonksiyonlarını geliştirmede son derece yararlıdır.